mek6565
Yeni

hikayemin bakış açısı ne?

Sıcak bir yaz günü çalıştığı yere gitmek ve okul harçlığını çıkarmak için evden çıkan çırak Abbas, sanayinin yolunu tutmuştu. Cebinde parası olmadığı için her gün o sıcakta

5 km yürürdü. İşe fazla geç kalmamak için hep koşardı, sanayiye gidene kadar çok yorulurdu ama yorgunluğa aldanmıyordu ve hep işe 30 dk. geç kalırdı. Ustası olan Doğan Abbas’a “Tebe hayırsız neden her zaman çalar saat gibi 30 dk. geç gelirsin!

“Usta param yoktu yürüyerek geldim” derdi Abbas ama ustası Doğan, “Tebe hayırsız yalan söylemeye utanmıyor musun sana dün para vermedim mi!

“Verdin usta ama ben o parayı biriktiriyorum” Doğan Abbas’a “Tebe hayırsız çırak neden biriktirirsin?” Abbas, “Usta aileme bakmak ve okul harçlığı için biriktiririm.”

Doğan Abbas’a, “Tebe hayırsız çırak git kahvaltını yap sonra üstünü değiştir gel bugün çok araba Abbas’a, “Tebe bir koşu yemeğini yedikten sonra üstünü değiştirip arabanın altına girdi. Abbas geceleri çalıştığı için çok yorgundu ama uyumuyordu. Köydeki anasını ve kardeşlerini düşünüyordu.

Onlar aklına geldikçe işine daha da dört elle sarılıyordu. Tam o sırada o hayalleri kurarken dışardan ambulanslar ve polisler gitmeye başladı. Abbas’ın anası ve kardeşleri Abbas’a sürpriz yapmak için sanayiye gelmişti. İlk defa şehre geldikleri için bilmiyorlardı buraları. Tam sanayi girişinde tır çarpmıştı onlara. Zavallı Abbas onların olacağını nerden bilebilirdi ama kuşkulandı, anasını en son aradığında “sana sürpriz yapacağım oğul” demişti. Abbas acaba buraya mı geldiler? acaba onlara bir şey mi oldu diye düşünürken tam o sırada patronu ve Abbas hemen dışarıya koştu. Abbas korkarak olay yerine gitmişti ve baktı ki anası ve kardeşlerine tır çarpmıştı, Abbas tam o sırada o arbedede bayılmıştı. Gözlerini açtığında ise ustası ve kazadan kurtulan küçük kardeşi Songül, bir hastane odasında. Abbas

aklından onların öldüğünü geçirmek istemiyordu ama ustası Doğan “tebe başın sağ olsun” Abbas kardeşi Songül’e bakarak ağlamamaya çalıştı çünkü küçük kız bunları oyun sanıyordu.
Abbas aklından ben şimdi ne yaparım diye düşündü. Tam o sırada doktor içeriye gelip “Abbas durum iyi taburcu olacaksın birazdan” deyip çıktı. Abbas’ın kazandığı

ona bile yetmiyordu. Aradan 1 ay geçti Abbas toparlanıp işinin başına dönmüştü. Kardeşi Songül’ü de yanında getirmişti.” Kardeşi annem gül ne zaman gelecek”

dedi. Abbas’ın gözleri yaş doldu. Songül’e annemlerin işi çıktı onlar gelecekler dedi. Songül ağabeyiyle oyunlar oynuyordu. Abbas artık çok çalışması lazımdı,

bu nedenle gece gündüz çalışarak kazandığı üniversiteyi bırakmak zorunda kaldı ama kendine söz verdi. “her ne olursa olsun kardeşim Songül’ü okutacağım” dedi.

Songül artık büyümüştü ve 1.sınıfa gitme zamanı gelmişti. Abbas Songül’e,” Kardeşim her ne olursa olsun okuyacaksın bana söz ver demiş. Songül,” tamam abi söz “demiş.
Abbas doktora gitmiş. Abbas çok fazla dert ettiği için ve düzenli beslenmediği için kemik erimesine yakalanmıştı. Abbas hastaneden çıkınca hastanenin önündeki

sandalyeye oturdu, “Ben şimdi ne yapacağım? Bu hastalığın tedavisi için artık çok geç. Kardeşim ne yapar” dedi. Tam o sırada Abbas ağlaya ağlaya düşüne düşüne

yola koyuldu. Abbas çok dalgın olduğu için yolda giderken bir adama çarptı. Adam avukattı. Abbas adamdan çok özür diledi. Adam Abbas’a, “Sen neden ağlıyorsun” dedi. Abbas’ı alıp kafeteryaya gittiler. Avukat Mahir, “Neden ağlıyorsun genç adam” dedi. Abbas, “Size tüm başımdan geçenleri anlatabilir miyim? “dedi. Avukat Mahir, “Tabi anlat “dedi.
Abbas başladı anlatmaya aradan saatler geçmişti. Abbas” en son ben ölümcül kemik erimesine yakalandım tedavi için artık çok geç’’ dedi. 1.sınıfa yeni başlayan bir kardeşim var o şimdi ne yapar? benden başka kimsesi de yok ben ölünce ona kim bakar? Dedi. Avukat Mahir evliydi çocuğu olmuyor aklından Songül’ü evlat edinsem diye geçirdi. Abbas istersen Songül’ü evlat edineyim dedi. Abbas olmaz dedi. Bana biraz zaman tanıyın Mahir Abbas’a kartını verdi. Abbas okulun yolunu tuttu Songül’ü aldı ve eve geçtiler Songül ödevlerini yaptı saat gece 9 buldu Abbas yatakları bıraktı dışarda ise bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu Songül çok korkuyordu ve abi Abbas’ın yanına geldi onla birlikte uyudu Songül uyurken Abbas kara kara düşünüyordu dakikalar dakikaları saatler saatleri kovaladı Abbas sonunda kararını verecekti ki tam o sırada saate baktı saat 7 Songül’ü kaldırdı elbiselerini giydirdi sonra Songül ağabeyine abi öğretmen dedi abini çağır dün akşam söylemeyi unutmuşum dedi Abbas hala aklındaki soruların cevabını arıyordu düşüne düşüne okula götürdü Songül’ü Songül sınıfına girdi Abbas öğretmen derya hanıma beni çağırmışsınız efendim ben Songül’ün ağabeyi neden çağırdınız
Derya öğretmen kardeşinin zekasının çok yüksek olduğunu onu daha güzel ve düzgün bir okula göndermesini istedi Abbas tamam efendim ben ayarlayacağım dedi okuldan çıktı ve hızla telefon kulübesine gitti mahiri aradı mahir bey hemen dünkü kafede buluşalım dedi Abbas mahir den önce geldi teklifinizi kabul ediyorum ölmeden önce şu işlemi halledelim dedi ve böylece Songül Abbas’ın
nüfusuna geçti Abbas mahkemeden okula gitti kardeşini aldı Songül ben gidiyorum yakında geleceğim dedi Songül Abisine Abi gitme dedi Abbas merak etme sen ne yaparsan ben seni göreceğim her an yanında olacağım bana verdiğin sözü unutma mutlaka okulunu bitir. dedi Abbas Songül’le eve gidip eşyalarını hazırladılar ondan sonra hemen mahir geldi ve Songül’ü aldı mahir Abbas’la helalleşip gitti ondan Abbas doğana gidip helalleşti doğan tebe hayırsız hakkım sana helal olsun dedi Abbas ustasının elini öpüp ayrıldı ve 1 hafta sonra Mahir ve Doğan Abbas’ın ölüm haberini aldılar çok üzüldüler âmâ
Songül’e belli etmiyordu mahir Songül’ü daha iyi hatta çok iyi bir okula yazdırmıştı Songül abisine verdiği sözü hatırlayıp derslerine daha sık çalışıyordu aradan yıllar geçti Songül üniversiteyi bitirip avukat oldu mezuniyet töreninde abime verdiğim sözümü tuttum abimin her zaman yanında olacağını hatırladı ve abi görüyorsan verdiğim sözü tuttum dedi içinden Songül daha sonra abisinin ne yaptığını nerde yaşadığını araştırmaya başlamış aradan 1 ay geçmiş ama bir şey bulamamış sonra daha detaylı araştırma yapmış anasının ve kardeşlerinin öldüğü abisinin üzülmesin diye ondan sakladığını abisiniz onun için üniversiteyi bıraktığını ve sonra ölümcül hastalığa yakalandığını öğrenmiş ve sonrada onu evlatlık verildikten sonra öldüğünü öğrenmiş Songül çok üzülmüş ama artık üzülmenin çare olmadığını abisiniz sözünü hatırlayıp mesleğini yaptı Songül evlendi ve 3 tane çocuğu oldu yıllar geçmesine rağmen abisinin kokusunu ve bakışlarını dün gibi hatırlıyordu çocuklarını okutup meslek sahibi olduklarını ve Mürvet’ini gördükten oda ölümcül hastalığa yakalandı ölmekten korkmuyor du abisine ve anasına ve kardeşlerine kavuşmanın sevinci içinde2 gün sonra vefat etti.

3 Cevap

  1. Her seyi bilen ve goren yani
    İlahi bakış açısıdır

    • 2
  2. Düzenlendi.

    Selam!
    Cevap:İlahi bakış açısıdır.
    >İYİ DERSLER!<
    #Gül
    En iyi seçer misin?

    • 1

Cevap eklemek için giriş yapmalısınız.